- Nardugan, Öz Türkler’de ve İslama kadar olan Türkler ile Sümerler’de aynı adla anılan yeni yıl bayramıdır.
- Her yıl 22 Aralık’tan sonra gelen ilk dolunayda kutlanır.
- Bunun sebebi ise Türkler’in eski inanışına göre gece ile gündüz sürekli savaşırlar ve 21 Aralık günü en uzun gecedir ve ardından günler uzamaya başlar.
- Bu yüzden 22 Aralık günü Türkler için çok önemlidir.
- Bu günü takiben ilk dolunayın çıktığı ilk gün yeni yılın ilk günüdür.
- Türklerin tek Tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yeryüzünün tam ortasında bir Akçam Ağacı bulunuyordu.
- Bu yerin göbeğinden göğe kadar yükselen bir ağaç…
- Bir ucunda da Gök Tanrısı “Ülgen” bulunuyordu.
- Buna hayat ağacı denirdi.
- Bu ağacı motif olarak Türklere ait bütün halı, kilim ve işlemelerde görebiliriz.
- Çam Ağacı ilk çağlardan itibaren Türkler için mukaddes ağaç sayılmıştır.
- Onu evlerine almışlar, onun şerefine, insanların putlara taptıkları zamanlarda 3-4 bin yıl önce bayramlar düzenlemişlerdir.
- Bayram önceleri dünyanın merkezinde, tanrıların ve ruhların dinlendikleri yerde yaşayan Yer-Su’ya adanmış.
- Yer-Su’nun yanında, gür beyaz sakallı bir ihtiyar olan Ülgen bulunurdu.
- İnsanlar onu daima zengin kırmızı kaftan içinde gördüler.
- Ülgen aydınlık ruhların reisi idi.
- O, altın kapıları olan altın yeraltı sarayında, altın bir taht üzerinde oturmaktaydı.
- Güneş ve ay ona itaat ederlerdi.
- Sözde, gün ile gece sürekli tartışma halindedir.
- İnanca göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık’ta da gece gündüzle savaşır ve güneş yeniden dünyayı fazla olarak aydınlatmaya başlar.
- Yani Türkler’in “Göktanrısı” gün ile geceyi tanzim eder.
- Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanır.
- Güneşin zaferi “Yeniden Doğuş Bayramı” olarak kutlanan bu günde, Türkler ölümsüzlüğün simgesi olan ve Türk Mitolojisine göre tüm insanların türediği ağaç olan “Akçam Ağaçları”nı süsler,
- altında geleneksel oyunlar oynar ve Kopuz eşliğinde şarkılar söyler, eğlenceler düzenlerlerdi.
- Çamın etrafında bir halka oyunu oynarlarmış. İnsanlar güneşi sembolize eden daireye katılırlarmış.
- Böylece, semavi ışık vereni (güneşi) geri dönmeye çağırırlarmış.
- Güneşin yeniden doğuşu yeni bir doğum olarak algılanmaktadır.
- Bu geleneğin yine anayurtları Orta Asya olan ve türlü nedenlerle Mezopotamya’ya göçen Sümerler’e Türklerden geçtiği,
- oradan da Anadolu aracılığı ile Eski Roma’ya geldiği ve günümüze kadar gelip günümüzdeki 1 Ocak yılbaşının temelini oluşturduğu sanılmaktadır.
- Ayrıca söz biçim olarak Türklerdeki Paktıgan ve Koçagan bayramlarıyla da uyumludur.
- Gün dönümüne dayalı bayramlarda böyle üçlü bir silsile oluşmaktadır.
- Nar sözcüğü güneş anlamına gelir.
- Dugan ise dogmatik fiili ile bağlantılıdır.
- Nardugan kelimesi Moğol dilindeki “nar” (güneş), Türk dilindeki “tugan” (doğan) sözcüklerinden oluşmuştur.
- Tatarlar bu bayrama “Koyaş Tuğa” yani “Güneş Doğan” günü derler.
Loading…